527 👁
\Carbon\Carbon::setLocale('tr'); ?>
2 Mayıs 2018 Çarşamba🇹🇷
İnsanoğlu çok uzun zamandır dünya üzerinde. Düşünme becerisi ile de dünyaya hakimliğini ilan etmiş durumda. Son verilere göre dünya üzerinde 7,6 milyardan fazla insan yaşamakta. Aslında problem insanların çokluğu değil. Dünya'mıza verdiği zarar. Bu konuda israf ve tasarruf önemli iki terim.
Toplumsal Bakış
1950'li yılların ardından (yani 2. dünya savaşından sonra) insan nüfusunda inanılmaz bir artış oldu. Buna paralel olarak üretim ve tüketim ciddi oranda arttı. Bu üretim ve tüketim çokluğu doğanın kirlenmesine, ozon tabakasının incelmesine, su stoklarımızın azalmasına, yeşil alanların azalmasına ve hastalıkların artmasına sebep oldu. Bir çok bilim insanının kabul ettiği ince bir çizgideyiz. Bu çizgiyi aşarsak dünyamız geri dönüşü olmayacak şekilde zarar görecek. Bu da fütüristlerin öngördüğü erken bir kıyamete dönüşebilir. Eğer bu çizgiden geri dönmeyi başarabilirsek, dünyamız gelecek nesillerin de yaşayabileceği bir yer olarak kalmaya devam edecek. Bu noktada toplumun yaptığı o kadar çok hata var ki. Çok popüler bir kahve markasında gözlediğim bir olay oldu. Reklam olmaması adına isim telaffuz etmiyorum. Ancak bunun Türkiye'deki tek bir firma için hesaplandığını bilseniz yeterli. İçeride çalışan bir arkadaşıma sordum. Bir günde 1 litrelik 250-300 adet süt tükettiklerini, Türkiye'de 404 adet şubelerinin olduğunu öğrendim. Kullandığı sütün her litresinde %5-10 civarında ziyan oluyordu. Bunun %1'i kadarının kullanılan kapların iç yüzeyinde kaldığı için yok sayıyorum. Geriye kalanlarında ortalama %5 kadarının gerçekten ziyan olduğunu düşünelim. Hesabın düz olması için ortalama 200 litre kullanıldığını ve 400 şubelerinin olduğunu varsayıyorum. Basit bir hesapla günlük 4 ton sütün israf olduğunu söyleyebiliriz. (400*200*0,05=4000 lt.) Bu da yılda 1460 ton süt israf ediyorlar demek. Bu hesap firmayı suçlamak ya da aşağılamak için değil. Buna benzer onlarca firma, sektör ve örnek bulunabilir. İnsan nüfusunun artması, bu ve benzeri bir çok sektörde israfı ciddi boyutlara çıkartıyor. Üreticiler ise size üründen ziyade hizmet, ortam sağladıkları için büyük kar marjları ile satış yapıyorlar. Bu da süt örneğinde olduğu gibi israfları göz arda edilebilir kılıyor.
Bireysel Bakış
Bu görüşümün yanında bir de olayı tekil kişiler bazında değerlendirelim. Bireysel olarak da çok israf ediyoruz. Tüketebileceğimizden hep fazlasını alıp, kalanları çöpe atıyoruz. Bu sadece gıda değil, giyim ve diğer tüm sektörler için geçerli. Alım gücü olan kimi kadınların yüzlerce ayakkabısı var. Ve belki bazıları ömürleri boyu 1 kere giyiliyor. Keza erkeklerde de saat ve aksesuarlar var. Afrika'da bir ailenin bir ömür boyu geçimini sağlayabilecek fiyatta saatler var. Ve bunlar insanlar tarafından alınıp, ömürleri boyunca sadece bir kaç davette çıkarılıyor. Daha basit örnekler vermek gerekirse 1 ekmeği bir öğünde bitiremeyen kişiler 2-3 ekmek alıp çürütüyorlar. Işıkları, suları açık bırakıyoruz. Boş makinelerde 1 parça ürünler yıkıyoruz. Aşırı oyuncaklar, ve bir kere yapılıyor diye, sünnetler düğünlerde havaya para saçıyoruz. Aslında havaya saçtığımız sadece kendi paramız değil. İnsanlığın hakkı. Düşünebilen varlıklar olarak diğer insanları düşünmek bence vazifemiz.
Tasarruf Yöntemleri
Büyük tasarruflar ve küçük tasarruflar olarak 2 başlık altında bazı faydalı bilgiler vermeye çalışacağım. Büyük tasarruflar daha çok hükumet ve büyük şirketlerin yapabileceklerini tavsiye ederken, küçük tasarruflar hemen hemen herkesin evinde alabileceği pratik önlemler olacak.
Küçük Tasarruflar
Su: Öncelikle evinizde kullandığınız sifonların su haznelerine hacim kaplayacak (genelde su şişeleri) nesneler koyabilirsiniz. Bu sise her sifonu çektiğinizde su kayabımızı azaltır. Traş olurken suyu açık bırakmamalı ve duş alma sürelerimizi kısmalıyız. Su konusunda ilk kıtlıklar 2030 yıllarında görülmesi öngörülüyor. Muslukları hareket algılayıcısı ile kullanmak size çok ciddi su tasarrufu sağlar. Elektrik: Öncelikle tasarruflu ampulleri tavsiye edeceğim. Bunlar aynı ışık miktarı yayarken 1/3 oranında elektrik harcamaktalar. Ampuller biraz pahalı, ancak çok sık kullanılan yerler 2-3 ay gibi bir sürede kendini amorti edecektir. Gündüz perde ve pencereleri açarak doğal ışıktan daha çok faydalanmaya çalışın. TV, Bilgisayar gibi elektronik eşyalarınızı tamamen fişten çekip kapatın. Sadece ses olsun diye televizyon açmak, bilgisayarınızı ekranı açık şekilde bırakmak gereksiz elektrik tükettikleri gibi dünyayı da ısıtırlar. Güneş panellerini deneyin. Güneş panelleri maliyet/amortisman süreleri bakımından ince bir çizgideler. Ciddi verim iyileştirmeleri ve seri üretim ile fiyatların düşmesi cazip kılıyor. Yine de ev kullanımları için amorti süreleri 8 yılı buluyor. Benim tahminim güneş panelleri 2020 yılında çok daha cazip, herkesin evine uygulayabileceği hale gelecektir. Ama 2020'yi beklemek yerine ufak modüler başlangıçlar yapılabilir. Örneğin çok sık kullandığınız mutfak dolap ve aydınlatmaları için basit bir sistem satın alabilirsiniz. Isı: Isıda ciddi bir kayıptır. Evimizi soğutmak için ayrı, ısıtmak için ayrı enerji harcarız. Isınmaya çalışırken ortamdaki dolap vb. alanları kapatmak size %15 üzerinde enerji tasarrufu sağlayacaktır. Aynı zamanda daha hızlı ısınırsınız. Soğutma için önceliğiniz doğal havalandırmalar olmalı. Klima son seçenek olmalı. Oturduğunuz binanın izolasyon eksiklerini muhakkak tamamlayın. Kullandığınız kombi ısı kontrolü yapmıyorsa ilave ısı termostatı taktırın. Kış aylarına girerken peteklerin havasını almayı unutmayın. Bu peteklerde çok ciddi ısıl kayba neden olur. Alışveriş: En büyük maddi kayıpları alışverişte yapıyoruz. Evinizde son 1 yılda hiç kullanmadığınız kaç ayakkabı/elbise var? Evinizi temizlerken kaç bibloyu aldığınıza pişman oldunuz. Alışverişe mümkün olduğunca liste ile gitmeye çalışın. Çok acil değilse taksitli alışveriş yapmayın. Bu, henüz kazanmadığınız bir parayı harcamaktır. Harcamaları yaparken tüm samimiyetinizle kendinize şu soruları sorun:Bundan kaç tanesine sahibim? Buna gerçekten ihtiyacım var mı? Bunu almazsam hayatımda ne eksilecek? Bunu almam bana ne katacak?
Gezi ve tatillerinizi erken rezervasyon yaptırmaya çalışın. Bir de tatilin amacına uygun olmasına dikkat edin. Herkes tatilde Avrupa'ya gidiyor diye sizde Barselona'ya giderek bir ton para dökmek zorunda değilsiniz. Unutmayın, tatilin amacı dinlenmek, yılın stresini atmaktır. Eğer Barselona'da 1 hafta koşturup yorulmak sizi rahatlatıyorsa sorun yok. Ancak bir köyde 1 hafta kafa dinlemek sizi dinlendirecek ise ilk tercihiniz bu olsun. Yorulmalı yerleri emekliliğinize bırakabilirsiniz. Bunları yapmanız hayatınızda inanılmaz değişimler yaratıp sizi zengin yapmayacaktır. Ancak konfor alanınızı genişletecektir. Zaten burada amaç; farkında olup, zarar veren ile koruyan arasında ne tarafta olduğunuzu göstermektir. Doğaya saygımız, gelecek nesillerimize saygımızdır.
Umarım faydalı olmuştur. Sizde yorumlarda kendi fikir ve yöntemlerinizi paylaşın.